Ana içeriğe atla

Post Malone - Mourning Türkçe Çeviri

 Post Malone - Mourning Türkçe Çeviri

Don't want to sober up (Ayık kalmak istemiyorum)

The sun is killing my buzz, that's why they call it mourning (Güneş keyfimi öldürüyor, işte bu yüzden buna sabah denir)

Thought I was strong enough (Yeterince güçlü olduğumu düşündüm)

Threw my bottle at the sky, said, "God that's a warning" (Şişemi gökyüzüne fırlattım, "Tanrım, bu bir uyarı" dedim)

Don't want to sober up (Ayık kalmak istemiyorum)

Try to keep it inside, but I just want to pour it (İçimde tutmaya çalışıyorum, ama sadece dökmek istiyorum)

Thought I was strong enough (Yeterince güçlü olduğumu düşündüm)

Got a lot of shit to say, couldn't fit it in the chorus (Söyleyecek çok şeyim var, ama korusuna sığmadı)


I just left Wally's in a Maserati (Sadece Maserati ile Wally'den ayrıldım)

The way I gotta flex you'd think I did pilates (Esnek olduğum şekilde, sanki pilates yaptım gibi düşünürsün)

I called my quote and quote friends, do you got plans? (Alıntı alıntı arkadaşlarıma telefon ettim, planların var mı?)

Turns out everyone's free when the dinner is (Meğer herkes akşam yemeğinde serbest)

Then they drag me to a party out in Malibu (Sonra beni Malibu'daki bir partiye sürüklediler)

After thirty High Noons it was pretty cool (Otuz High Noon'dan sonra oldukça güzeldi)

Tried to shoot my shot, she told me that she had a shoot, bye-bye (Denemek istedim, o bana çekim yapacağını söyledi, hoşça kal)


Don't want to sober up (Ayık kalmak istemiyorum)

Try to keep it inside, but I just want to pour it (İçimde tutmaya çalışıyorum, ama sadece dökmek istiyorum)

Thought I was strong enough (Yeterince güçlü olduğumu düşündüm)

Got a lot of shit to say, couldn't fit it in the chorus (Söyleyecek çok şeyim var, ama korusuna sığmadı)


Stumbling down a corridor, came across an open door (Koridorda tökezleyerek ilerlerken, açık bir kapıya rastladım)

Throwing up is easy and who put on The Commodores? (Kusmak kolay ve The Commodores'ı kim açtı?)

That's a nice tile floor, wish I got to know you more (Bu güzel bir karo zemin, keşke seni daha iyi tanıyabilseydim)

Who am I talking to? Nobody (Kiminle konuşuyorum? Hiç kimseyle)

Take me outside, I'm a little too high (Beni dışarı çıkar, biraz fazla sarhoş oldum)

Paid a little too much for the time of my life (Hayatımın zamanı için biraz fazla ödeme yaptım)

When money ain't a problem, everyone's sliding (Para sorun olmadığında, herkes hareket halinde)

Even when I tell myself that I (Kendime bile söylesem)


Don't want to sober up (Ayık kalmak istemiyorum)

The sun is killing my buzz, that's why they call it mourning (Güneş keyfimi öldürüyor, işte bu yüzden buna sabah denir)

Thought I was strong enough (Yeterince güçlü olduğumu düşündüm)

Threw my bottle at the sky, said, "God that's a warning" (Şişemi gökyüzüne fırlattım, "Tanrım, bu bir uyarı" dedim)

Don't want to sober up (Ayık kalmak istemiyorum)

Try to keep it inside, but I just want to pour it (İçimde tutmaya çalışıyorum, ama sadece dökmek istiyorum)

Thought I was strong enough (Yeterince güçlü olduğumu düşündüm)

Got a lot of shit to say, couldn't fit it in the chorus (Söyleyecek çok şeyim var, ama korusuna sığmadı)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DJO - END OF BEGINNING TÜRKÇE ÇEVİRİ

DJO - END OF BEGINNING TÜRKÇE ÇEVİRİ ### Kıta 1 **Lyrics:** ``` Just one more tear to cry One teardrop from my eye You better save it for The middle of the night When things aren't black-and-white Enter, Troubadour: "Remember 24?" ``` **Analizi:** Bu kıta, anlatıcının son bir gözyaşını döktüğünü ve bunu gece yarısı için saklamayı önerdiğini anlatıyor. "Things aren't black-and-white" (Şeyler siyah-beyaz değil) ifadesi, hayatın karmaşıklığına işaret ediyor. Troubadour (gezgin ozan) sahneye giriyor ve "Remember 24?" (24'ü hatırla) diyor. Bu, anlatıcının geçmişte önemli bir olayı hatırlaması gerektiğini belirtiyor olabilir. **Çeviri:** ``` Sadece bir damla gözyaşı daha Gözümden bir damla yaş Onu gece yarısı için sakla Şeyler siyah-beyaz olmadığında Gezgin Ozan sahneye girer: "24'ü hatırla?" ``` ### Koro **Lyrics:** ``` And when I'm back in Chicago, I feel it Another version of me, I was in it I wave goodbye to the end of beginning...

David Kushner - Daylight Türkçe Çeviri

David Kushner - Daylight Türkçe Çeviri **Kıta 1:** - **Sözler:**   Telling myself I won't go there     Oh, but I know that I won't care     Tryna wash away all the blood I've spilt     This lust is a burden that we both share     Two sinners can't atone from a lone prayer     Souls tied, intertwined by pride and guilt   - **Analiz:**     Bu kıta, anlatıcının içsel çatışmasını ve suçluluk duygusunu ele alıyor. Anlatıcı, yıkıcı davranışlarının farkında ve bundan kaçmanın zor olduğunu kabul ediyor. Kan, geçmişteki günahları ve eylemleri simgeliyor ve paylaşılan arzu, karşılıklı bir mücadeleyi ifade ediyor. İki günahkarın tek bir dua ile kendilerini affedemeyeceği vurgusu, gurur ve suçlulukla birbirine bağlı olan derin ahlaki ve duygusal karmaşıklığı öne çıkarıyor. - **Çeviri:**     Kendime oraya gitmeyeceğimi söylüyorum     Ama umursamayacağımı biliyorum...

Dua Lipa - Training Season Türkçe Çeviri

  Dua Lipa - Training Season Türkçe Çeviri Are you someone that I could give my heart to?   Sen benim verebileceğim biri misin? Or just the poison that I'm drawn to?   Yoksa sadece beni çeken zehre mi? It can be hard to tell the difference late at night   Farkı söylemek gece geç saatlerde zor olabilir Play fair, is that a compass in your nature?   Adil oyna, o pusula senin doğanda mı? Or are you tricky 'cause I been there   Yoksa kurnaz mısın? Çünkü ben de oradaydım And baby, I don't need to learn that lesson twice   Ve bebeğim, o dersi iki kez öğrenmeme gerek yok But if you really wanna go there   Ama gerçekten oraya gitmek istiyorsan You should know I   Bilmelisin ki ben Need someone to hold me close   Bana sarılacak birine ihtiyacım var Deeper than I've ever known   Hiç bilmediğim kadar derin Whose love feels like a rodeo   Kimin aşkı rodeo gibi hissettiriyor Knows just ...