Ana içeriğe atla

LP - Lost On You TÜRKÇE ÇEVİRİ

LP - Lost On You TÜRKÇE ÇEVİRİ



### Birinci Kıta

**Sözler:**

```

When you get older, plainer, saner

Will you remember all the danger we came from?

Burning like embers, falling, tender

Longing for the days of no surrender years ago

And will you know

```

**Analiz:**

Bu kıtada şarkıcı, zamanın geçişini ve bunun anılar ve algılar üzerindeki etkisini düşünüyor. Partnerinin, birlikte geçirdikleri tehlikeleri hatırlayıp hatırlamayacağını sorguluyor. "Kor gibi yanan" ve "düşen, hassas" ifadeleri, bir zamanlar tutkulu olan ilişkinin artık sakinleştiğini ima ediyor. "Teslim olmayan günler" ise korkusuz ve kararlı oldukları bir dönemi özlemle anımsatıyor.


**Çeviri:**

```

Yaşlandığında, sadeleştiğinde, akıllandığında

Geldiğimiz tüm tehlikeleri hatırlayacak mısın?

Kor gibi yanan, düşen, hassas

Yıllar önce teslim olmayan günleri özlemek

Ve bilecek misin

```



### Nakarat Öncesi

**Sözler:**

```

So smoke 'em if you got 'em 'cause it's going down

All I ever wanted was you

I'll never get to heaven 'cause I don't know how

Let's raise a glass or two

```

**Analiz:**

Nakarat öncesi bölümde, bir aciliyet ve mevcut anı kabullenme duygusu var. "Elinde ne varsa kullan" ifadesi, işler kötüye gittiği için eldeki fırsatların değerlendirilmesi gerektiğini ima ediyor. Şarkıcı, tek istediğinin partneri olduğunu ve huzur veya kurtuluş bulmak konusunda umutsuz olduğunu itiraf ediyor ("Cennete asla ulaşamayacağım"). Kadeh kaldırmak, geçmişe ve kaybettikleri şeylere bir tür veda ve saygı duruşu.


**Çeviri:**

```

O yüzden elinde ne varsa kullan çünkü işler kötüye gidiyor

Tek istediğim sendin

Cennete asla ulaşamayacağım çünkü nasıl olduğunu bilmiyorum

Bir-iki kadeh kaldıralım

```



### Nakarat

**Sözler:**

```

To all the things I've lost on you, oh

Tell me are they lost on you, oh

Just that you could cut me loose, oh

After everything I've lost on you

Is that lost on you

Oh-oh, oh

Is that lost on you?

Oh-oh

Baby, is that lost on you?

Is that lost on you?

```

**Analiz:**

Nakarat, şarkıcının ilişkide yaşadığı kayıpları ve fedakarlıkları anlatıyor. Bu kayıpların partneri tarafından takdir edilip edilmediğini veya fark edilip edilmediğini sorguluyor. "Is that lost on you?" ifadesinin tekrarı, şarkıcının hayal kırıklığını ve acısını vurguluyor. Ayrıca, ilişkideki dengesizliği, bir tarafın diğerinin fedakarlıklarını anlamaması veya önemsememesi durumunu ortaya koyuyor.


**Çeviri:**

```

Senden kaybettiğim her şeye, oh

Söyle bana, bunlar senin için de mi kayıp, oh

Sadece beni serbest bırakabilirdin, oh

Senden kaybettiğim her şeyden sonra

Bu senin için de mi kayıp

Oh-oh, oh

Bu senin için de mi kayıp?

Oh-oh

Bebeğim, bu senin için de mi kayıp?

Bu senin için de mi kayıp?

```



### İkinci Kıta

**Sözler:**

```

Wishin' I could see the machinations

Understand the toil of expectations in your mind

Hold me like you never lost your patience

Tell me that you love me more than hate me, all the time

And you're still mine

```

**Analiz:**

İkinci kıtada, şarkıcı partnerinin zihin yapısını ve beklentilerini anlamaya çalıştığını ifade ediyor. Sabırlarını kaybetmemiş gibi şarkıcıyı tutmasını ve onu her zaman sevdiğini söylemesini istiyor. Bu kıta, ilişkideki belirsizlikleri ve duygusal zorlukları ortaya koyuyor.


**Çeviri:**

```

Keşke senin planlarını görebilseydim

Zihnindeki beklentilerin çabasını anlayabilseydim

Sanki sabrını hiç kaybetmemiş gibi beni tut

Beni sevdiğini, nefretinden daha çok sevdiğini söyle, her zaman

Ve hâlâ benim olduğunu

```



### Nakarat (Tekrar)

**Sözler:**

```

So smoke 'em if you got 'em 'cause it's going down

All I ever wanted was you

Let's take a drink of heaven this can turn around

Let's raise a glass or two

```

**Analiz:**

Tekrar edilen bu bölümde, aynı duygusal yoğunluk devam ediyor. Şarkıcı, eldeki fırsatları değerlendirmeyi ve ilişkideki zorluklarla başa çıkmayı vurguluyor. Bu bölüm, geçmişin ve kayıpların hatırlanmasına dair bir devam niteliğinde.


**Çeviri:**

```

O yüzden elinde ne varsa kullan çünkü işler kötüye gidiyor

Tek istediğim sendin

Cennetten bir içki alalım, bu tersine dönebilir

Bir-iki kadeh kaldıralım

```



### Nakarat (Tekrar)

**Sözler:**

```

To all the things I've lost on you, oh

Tell me are they lost on you, oh

Just that you could cut me loose, oh

After everything I've lost on you

Is that lost on you

Oh-oh, oh

Is that lost on you?

Oh-oh

Baby, is that lost on you?

Is that lost on you?

```

**Analiz:**

Nakaratın bu tekrarı, önceki kısımlarda vurgulanan temaları pekiştiriyor. Şarkıcı, fedakarlıklarının ve kayıplarının partneri tarafından anlaşılmamasından duyduğu hayal kırıklığını yinelemeye devam ediyor.


**Çeviri:**

```

Senden kaybettiğim her şeye, oh

Söyle bana, bunlar senin için de mi kayıp, oh

Sadece beni serbest bırakabilirdin, oh

Senden kaybettiğim her şeyden sonra

Bu senin için de mi kayıp

Oh-oh, oh

Bu senin için de mi kayıp?

Oh-oh

Bebeğim, bu senin için de mi kayıp?

Bu senin için de mi kayıp?

```



### Kapanış

**Sözler:**

```

(Lost on you)

(Lost on you)


Let's raise a glass or two

To all the things I've lost on you, oh

Tell me are they lost on you, oh

Just that you could cut me loose, oh

After everything I've lost on you

Is that lost on you?

Is that lost on you?

```

**Analiz:**

Şarkının kapanış kısmı, kayıpların ve hayal kırıklıklarının son bir vurgusunu yapıyor. Şarkıcı, partnerinin bu kayıpların farkında olup olmadığını bir kez daha sorguluyor ve geçmişe dair bir tür veda niteliğinde kadeh kaldırıyor.


**Çeviri:**

```

(Senden kaybettiğim her şey)

(Senden kaybettiğim her şey)


Bir-iki kadeh kaldıralım

Senden kaybettiğim her şeye, oh

Söyle bana, bunlar senin için de mi kayıp, oh

Sadece beni serbest bırakabilirdin, oh

Senden kaybettiğim her şeyden sonra

Bu senin için de mi kayıp?

Bu senin için de mi kayıp?

```

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DJO - END OF BEGINNING TÜRKÇE ÇEVİRİ

DJO - END OF BEGINNING TÜRKÇE ÇEVİRİ ### Kıta 1 **Lyrics:** ``` Just one more tear to cry One teardrop from my eye You better save it for The middle of the night When things aren't black-and-white Enter, Troubadour: "Remember 24?" ``` **Analizi:** Bu kıta, anlatıcının son bir gözyaşını döktüğünü ve bunu gece yarısı için saklamayı önerdiğini anlatıyor. "Things aren't black-and-white" (Şeyler siyah-beyaz değil) ifadesi, hayatın karmaşıklığına işaret ediyor. Troubadour (gezgin ozan) sahneye giriyor ve "Remember 24?" (24'ü hatırla) diyor. Bu, anlatıcının geçmişte önemli bir olayı hatırlaması gerektiğini belirtiyor olabilir. **Çeviri:** ``` Sadece bir damla gözyaşı daha Gözümden bir damla yaş Onu gece yarısı için sakla Şeyler siyah-beyaz olmadığında Gezgin Ozan sahneye girer: "24'ü hatırla?" ``` ### Koro **Lyrics:** ``` And when I'm back in Chicago, I feel it Another version of me, I was in it I wave goodbye to the end of beginning...

David Kushner - Daylight Türkçe Çeviri

David Kushner - Daylight Türkçe Çeviri **Kıta 1:** - **Sözler:**   Telling myself I won't go there     Oh, but I know that I won't care     Tryna wash away all the blood I've spilt     This lust is a burden that we both share     Two sinners can't atone from a lone prayer     Souls tied, intertwined by pride and guilt   - **Analiz:**     Bu kıta, anlatıcının içsel çatışmasını ve suçluluk duygusunu ele alıyor. Anlatıcı, yıkıcı davranışlarının farkında ve bundan kaçmanın zor olduğunu kabul ediyor. Kan, geçmişteki günahları ve eylemleri simgeliyor ve paylaşılan arzu, karşılıklı bir mücadeleyi ifade ediyor. İki günahkarın tek bir dua ile kendilerini affedemeyeceği vurgusu, gurur ve suçlulukla birbirine bağlı olan derin ahlaki ve duygusal karmaşıklığı öne çıkarıyor. - **Çeviri:**     Kendime oraya gitmeyeceğimi söylüyorum     Ama umursamayacağımı biliyorum...

Dua Lipa - Training Season Türkçe Çeviri

  Dua Lipa - Training Season Türkçe Çeviri Are you someone that I could give my heart to?   Sen benim verebileceğim biri misin? Or just the poison that I'm drawn to?   Yoksa sadece beni çeken zehre mi? It can be hard to tell the difference late at night   Farkı söylemek gece geç saatlerde zor olabilir Play fair, is that a compass in your nature?   Adil oyna, o pusula senin doğanda mı? Or are you tricky 'cause I been there   Yoksa kurnaz mısın? Çünkü ben de oradaydım And baby, I don't need to learn that lesson twice   Ve bebeğim, o dersi iki kez öğrenmeme gerek yok But if you really wanna go there   Ama gerçekten oraya gitmek istiyorsan You should know I   Bilmelisin ki ben Need someone to hold me close   Bana sarılacak birine ihtiyacım var Deeper than I've ever known   Hiç bilmediğim kadar derin Whose love feels like a rodeo   Kimin aşkı rodeo gibi hissettiriyor Knows just ...