Ana içeriğe atla

Taylor Swift - The Smallest Man Who Ever Lived TÜRKÇE ÇEVİRİ

 Taylor Swift - The Smallest Man Who Ever Lived TÜRKÇE ÇEVİRİ



Was any of it true?

bunlardan herhangi biri doğru muydu?

Gazing at me starry-eyed

bana yıldızlı gözlerle bakan

In your Jeovah's Witness suit

Yehova'nın Şahidi kostümünle

Who the fuck was that guy?

o adam da kimdi?

You tried to buy some pills

biraz hap almayı denedin

From a friend of friends of mine

arkadaşlarımın arkadaşından

They just ghosted you

seni görmezden geldiler

Now you know what it feels like

şimdi nasıl hissettirdiğini anladın


And I don't even want you back, I just want to know

ve seni geri istemiyorum, sadece bilmek istiyorum

If rusting my sparkling summer was the goal

ışıltı yazımı paslamak hedef olsaydı

And I don't miss what we had, but could someone give

sahip olduklarımızı özlemiyorum, ama biri 

A message to the smallest man who ever lived?

şu ana kadar yaşamış en küçük adama bir mesaj verebilir mi?


You hung me on your wall

beni duvarına astın

Stabbed me with your push pins

beni raptiyelerle bıçakladın

In public, showed me off

toplum içinde, benimle hava attın

Then sank in stoned oblivion

sonra taşlanmış bir unutuluş içinde battı

'Cause once your queen had come

çünkü kraliçen geldiğinde

You'd treat her like an also-ran

ona da koşuyormuş gibi davranırdın

You didn't measure up

ulaşamadın

In any measure of a man

bir erkeğin olması gerektiği hiçbir kritere


And I don't even want you back, I just want to know

ve seni geri istemiyorum, sadece bilmek istiyorum

If rusting my sparkling summer was the goal

ışıltı yazımı paslamak hedef olsaydı

And I don't miss what we had, but could someone give

sahip olduklarımızı özlemiyorum, ama biri 

A message to the smallest man who ever lived?

şu ana kadar yaşamış en küçük adama bir mesaj verebilir mi?


Were you sent by someone who wanted me dead?

ölmemi isteyen biri tarafından mı gönderildin

Did you sleep with a gun underneath our bed?

yatağımızın altında silahla mı uyudun?

Were you writing a book?

kitap mı yazıyordun

Were you a sleeper cell spy?

uyuyan hücre casusu muydun?

In fifty years will all this be declassified?

elli yıl içinde tüm bunlar gizliliği kalmamış mı olacak? 

And you'll confess why you did it

ve neden yaptığını itiraf edeceksin

And I'll say, "Good riddance"

ve ben, "çok şükür" diyeceğim

'Cause it wasn't sexy once it wasn't forbidden

çünkü yasak değilken seksi değildi 

I would've died for your sins

senin günahların için ölürdüm

Instead I just died inside

bunun yerine içten içe öldüm

And you deserve prison, but you won't get time

ve sen hapishaneyi hak ediyorsun ama yeterince yatmayacaksın

You'll slide into inboxes and slip through the bars

gelen kutularına kayacaksın ve parmaklıkların arasından geçeceksin

You crashed my party and your rental car

partimi ve kiralık arabanı mahvettin

You said normal girls were "boring"

normal kızların "sıkıcı" olduğunu söyledin

But you were gone by the morning

ama ertesi sabah gitmiştin

You kicked out the stage lights, but you're still performing

sahne ışıklarını söndürdün ama hala sahne alıyorsun

And in plain sight you hid

ve göz önünde bile sakladın

But you are what you did

ama sen yaptığın şeysin

And I'll forget you, but I'll never forgive

ve seni unutacağım ama asla affetmeyeceğim 

The smallest man who ever lived

şu ana kadar yaşamış en küçük adam

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DJO - END OF BEGINNING TÜRKÇE ÇEVİRİ

DJO - END OF BEGINNING TÜRKÇE ÇEVİRİ ### Kıta 1 **Lyrics:** ``` Just one more tear to cry One teardrop from my eye You better save it for The middle of the night When things aren't black-and-white Enter, Troubadour: "Remember 24?" ``` **Analizi:** Bu kıta, anlatıcının son bir gözyaşını döktüğünü ve bunu gece yarısı için saklamayı önerdiğini anlatıyor. "Things aren't black-and-white" (Şeyler siyah-beyaz değil) ifadesi, hayatın karmaşıklığına işaret ediyor. Troubadour (gezgin ozan) sahneye giriyor ve "Remember 24?" (24'ü hatırla) diyor. Bu, anlatıcının geçmişte önemli bir olayı hatırlaması gerektiğini belirtiyor olabilir. **Çeviri:** ``` Sadece bir damla gözyaşı daha Gözümden bir damla yaş Onu gece yarısı için sakla Şeyler siyah-beyaz olmadığında Gezgin Ozan sahneye girer: "24'ü hatırla?" ``` ### Koro **Lyrics:** ``` And when I'm back in Chicago, I feel it Another version of me, I was in it I wave goodbye to the end of beginning...

David Kushner - Daylight Türkçe Çeviri

David Kushner - Daylight Türkçe Çeviri **Kıta 1:** - **Sözler:**   Telling myself I won't go there     Oh, but I know that I won't care     Tryna wash away all the blood I've spilt     This lust is a burden that we both share     Two sinners can't atone from a lone prayer     Souls tied, intertwined by pride and guilt   - **Analiz:**     Bu kıta, anlatıcının içsel çatışmasını ve suçluluk duygusunu ele alıyor. Anlatıcı, yıkıcı davranışlarının farkında ve bundan kaçmanın zor olduğunu kabul ediyor. Kan, geçmişteki günahları ve eylemleri simgeliyor ve paylaşılan arzu, karşılıklı bir mücadeleyi ifade ediyor. İki günahkarın tek bir dua ile kendilerini affedemeyeceği vurgusu, gurur ve suçlulukla birbirine bağlı olan derin ahlaki ve duygusal karmaşıklığı öne çıkarıyor. - **Çeviri:**     Kendime oraya gitmeyeceğimi söylüyorum     Ama umursamayacağımı biliyorum...

Dua Lipa - Training Season Türkçe Çeviri

  Dua Lipa - Training Season Türkçe Çeviri Are you someone that I could give my heart to?   Sen benim verebileceğim biri misin? Or just the poison that I'm drawn to?   Yoksa sadece beni çeken zehre mi? It can be hard to tell the difference late at night   Farkı söylemek gece geç saatlerde zor olabilir Play fair, is that a compass in your nature?   Adil oyna, o pusula senin doğanda mı? Or are you tricky 'cause I been there   Yoksa kurnaz mısın? Çünkü ben de oradaydım And baby, I don't need to learn that lesson twice   Ve bebeğim, o dersi iki kez öğrenmeme gerek yok But if you really wanna go there   Ama gerçekten oraya gitmek istiyorsan You should know I   Bilmelisin ki ben Need someone to hold me close   Bana sarılacak birine ihtiyacım var Deeper than I've ever known   Hiç bilmediğim kadar derin Whose love feels like a rodeo   Kimin aşkı rodeo gibi hissettiriyor Knows just ...