Ana içeriğe atla

Nas & Damian "Jr. Gong" Marley - Patience Türkçe Çeviri

Nas & Damian "Jr. Gong" Marley - Patience Türkçe Çeviri



Here we are, here we are, yeah
İşte buradayız, buradayız, evet.

This one right here is for the people
Bu şarkı tam da halk için.

Sabali, Sabali, Sabali, yonkonte
Sabır, sabır, sabır, düşün.

Sabali, Sabali, Sabali, kiye
Sabır, sabır, sabır, anlayışlı ol.

Ni kera mogo
İnsan olmalıyız.

Sabali, Sabali, Sabali, yonkonte
Sabır, sabır, sabır, düşün.

Sabali, Sabali, Sabali, kagni
Sabır, sabır, sabır, sabırlı ol.

Ni kera mogo
İnsan olmalıyız.

Some of the smartest dummies can't read the language of Egyptian mummies
Bazı en akıllı aptallar, Mısır mumyalarının dilini okuyamaz.

Plant a flag on the moon and can't find food for the starving tummies
Ay’a bayrak dikerler ama aç insanların karnını doyuramazlar.

Pay no mind to the youths 'cause it's not like the future depends on it
Gençlere önem vermezler, sanki gelecek onlara bağlı değilmiş gibi.

But save the animals in the zoo 'cause the chimpanzee them make big money
Ama hayvanat bahçesindeki hayvanları korurlar çünkü şempanzeler büyük para getirir.

This is how the media pillages, on TV the picture is savages in villages
Medya böyle yağmalar; TV’de hep köylerdeki vahşiler gösterilir.

And the scientist still can't explain the pyramids
Ve bilim insanları hâlâ piramitleri açıklayamıyor.

Evangelists making a living on the videos of ribs of the little kids
Bazı vaizler aç çocukların kaburgalarını gösterip para kazanıyor.

Stereotyping the image of the images and this is what the image is
Görüntülerin kalıba sokulması ve gerçeğin o kalıba dönüşmesi bu.

You buy khaki pants and all of a sudden you say a Indiana Jones
Haki pantolon alırsın ve birden Indiana Jones gibi davranırsın.

And thief out gold and thief out the scrolls and even the buried bones
Altınları, parşömenleri hatta gömülü kemikleri bile çalarsın.

Some of the worst paparazzis I've ever seen and I ever known
Gördüğüm en kötü paparazzilerden bazıları.

Put the worst on display so the world can see and that's all they will ever show
Dünyanın görebileceği en kötüyü gösterirler ve sadece onu yayınlarlar.

So the ones in the west will never move east and feel they could be at home
Batıdakiler doğuya gidip orayı evleri gibi hissedemezler.

Get tricked by the Beast but where them gon' flee when the monster is fully grown?
Canavar tarafından kandırılırlar, ama o büyüyünce nereye kaçacaklar?

Solomonic lineage where them can't defeat and them could never clone
Süleyman soyundan gelenleri yenemezler ve klonlayamazlar.

My spiritual DNA that print in my soul and I will forever own, Lord
Ruhsal DNA’m ruhuma kazınmış, sonsuza kadar bana ait olacak, Tanrım.

Sabali, Sabali, Sabali, yonkonte (yeah, that's patience, it's what the old folks told me)
Sabır, sabır, sabır, düşün (evet, bu sabırdır, yaşlıların bana öğrettiği şey).

Sabali, Sabali, Sabali, kiye (can you get with that?)
Sabır, sabır, sabır, anlayışlı ol (bunu anlayabiliyor musun?).

Ni kera mogo
İnsan olmalıyız.

Sabali, Sabali, Sabali, yonkonte (discoverin' the world before this world, a world buried in time)
Sabır, sabır, sabır, düşün (bu dünyanın öncesindeki zamanı keşfetmek, zamana gömülü bir dünya).

Sabali, Sabali, Sabali, kagni (uncovered with rhymes, it gets no realer)
Sabır, sabır, sabır, sabırlı ol (bu kafiyelerle açığa çıktı, daha gerçeği yok).

Ni kera mogo
İnsan olmalıyız.

We born not knowing, are we born knowing all?
Bilmeyerek mi doğarız, yoksa her şeyi bilerek mi?

We growing wiser, are we just growing tall?
Bilgeliğimiz mi artıyor, yoksa sadece boyumuz mu uzuyor?

Can you read thoughts? Can you read palms?
Düşünceleri okuyabilir misin? Avuç içini okuyabilir misin?

Can you predict the future? Can you see storms coming?
Geleceği görebilir misin? Fırtınayı önceden hissedebilir misin?

The Earth was flat, if you went too far, you would fall off
Eskiden Dünya düz sanılırdı, uzağa gidersen düşersin derlerdi.

Now the Earth is round, if the shape change again, everybody would start laugh
Şimdi Dünya yuvarlak, ama şekli yine değişirse herkes güler.

The average man can't prove of most of the things that he chooses to speak of
Ortalama bir insan, konuştuğu çoğu şeyi kanıtlayamaz.

And still won't research and find out the root of the truth that you seek of
Ve hâlâ araştırmaz, aradığı gerçeğin kökünü bulmaz.

Scholars teach in universities and claim that they're smart and cunning
Akademisyenler üniversitelerde ders verir, zeki ve kurnaz olduklarını söylerler.

Tell them find a cure when we sneeze and that's when their nose start running
Onlara grip tedavisi bul deyince burunları akmaya başlar.

And the rich get stitched up when them get cut
Zenginler kesilince dikişle tedavi edilir.

Wanna heal them broken bones in the bush with the wet mud
Ama kırık kemikleri çamurla iyileştirmeye çalışanlar da var.

Can you read signs? Can you read stars?
İşaretleri okuyabilir misin? Yıldızları okuyabilir misin?

Can you make peace? Can you fight war?
Barış yaratabilir misin? Savaşabilir misin?

Can you milk cows even though you drive cars?
Araba kullansan bile inek sağabilir misin?

Can you survive against all odds now?
Tüm zorluklara rağmen hayatta kalabilir misin?

Sabali... (tekrar eden kısımlar – sabır teması güçlenerek devam eder)


🧾 Şarkının Özeti

Nas ve Damian Marley’in “Patience” şarkısı; tarihsel adaletsizlikler, Batı merkezli medya manipülasyonları, modern insanın yüzeyselliği ve ruhsal farkındalığın eksikliği gibi konuları eleştirel bir bakışla sorguluyor. “Sabali” yani sabır kavramı üzerinden; bilgiye, farkındalığa ve değişime giden yolun kolay değil ama gerekli olduğunu anlatıyor. Batının çaldığı tarih, yanlış anlatılan medeniyetler ve kaybolmuş bilgelikler arasında, bireyin kendi ruhsal DNA’sını keşfetmesi gerektiğini vurguluyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dua Lipa - Training Season Türkçe Çeviri

  Dua Lipa - Training Season Türkçe Çeviri Are you someone that I could give my heart to?   Sen benim verebileceğim biri misin? Or just the poison that I'm drawn to?   Yoksa sadece beni çeken zehre mi? It can be hard to tell the difference late at night   Farkı söylemek gece geç saatlerde zor olabilir Play fair, is that a compass in your nature?   Adil oyna, o pusula senin doğanda mı? Or are you tricky 'cause I been there   Yoksa kurnaz mısın? Çünkü ben de oradaydım And baby, I don't need to learn that lesson twice   Ve bebeğim, o dersi iki kez öğrenmeme gerek yok But if you really wanna go there   Ama gerçekten oraya gitmek istiyorsan You should know I   Bilmelisin ki ben Need someone to hold me close   Bana sarılacak birine ihtiyacım var Deeper than I've ever known   Hiç bilmediğim kadar derin Whose love feels like a rodeo   Kimin aşkı rodeo gibi hissettiriyor Knows just ...

Lord Huron - The Night We Met Türkçe Çeviri

  Lord Huron - The Night We Met Türkçe Çeviri  I am not the only traveler tek gezgin ben değilim Who has not repaid his debt borcunu ödememiş olan I've been searching for a trail to follow again tekrar takip etmek için bir iz arıyordum Take me back to the night we met beni tanıştığımız geceye geri götür And then I can tell myself ve sonra kendime söyleyebilirim What the hell I'm supposed to do ne halt etmemi bekliyorsun And then I can tell myself ve sonra kendime söyleyebilirim Not to ride along with you seninle gelmemek için I had all and then most of you, some and now none of you sana ve sonra daha fazlana sahiptim, birazına ve şimdi hiçbir şeyine Take me back to the night we met beni tanıştığımız geceye geri götür I don't know what I'm supposed to do, haunted by the ghost of you ne yapmam gerektiğini bilmiyorum, senin hayaletine musallat oldum Oh, take me back to the night we met beni tanıştığımız geceye geri götür When the night was full of terrors gece dehşetlerle ...

RAYE, 070 Shake- Escapism. Türkçe Çeviri 

  RAYE, 070 Shake- Escapism. Türkçe Çeviri  Sleazin' and teasin', I'm sittin' on him aşağılık ve dalga geçiyorum, onun üzerine oturuyorum All of my diamonds are drippin' on him tüm elmaslarım onun üzerine damlıyor I met him at the bar, it was twelve or something onunla barda tanıştım, saat on ikiydi ya da öyle bir şeydi I ordered two more wines 'cause tonight, I want him iki şarap daha sipariş ettim çünkü bu gece, onu istiyorum A little context if you care to listen dinlemek istersen biraz olaydan bahsedeyim I find myself in a shit position kendimi boktan bir pozisyonda buluyorum The man that I love sat me down last night sevdiğim adam dün gece beni karşısına oturttu And he told me that it's over, dumb decision ve bana bittiğini söyledi, aptalca bir karar And I don't wanna feel how my heart is rippin' ve kalbimin nasıl attığını hissetmek istemiyorum Fact, I don't wanna feel, so I stick to sippin' aslında, hissetmek istemiyorum, bu yüzden yudu...