Ana içeriğe atla

ABBA - Fernando TÜRKÇE ÇEVİRİ

 ABBA - Fernando TÜRKÇE ÇEVİRİ



### 1. Kıta

**Şarkı Sözleri:**

*Can you hear the drums, Fernando?  

I remember long ago another starry night like this  

In the firelight, Fernando  

You were humming to yourself and softly strumming your guitar  

I could hear the distant drums  

And sounds of bugle calls were coming from afar*


**Türkçe Çeviri:**

*Davulları duyabiliyor musun, Fernando?  

Uzun zaman önce, buna benzer yıldızlı bir geceyi hatırlıyorum  

Ateş ışığında, Fernando  

Kendi kendine mırıldanıyordun ve gitarını hafifçe çalıyordun  

Uzaklardaki davulları duyabiliyordum  

Ve uzaktan borazan sesleri geliyordu*


**Analiz:**

Bu kıta, geçmişe özlem ve anılarla başlıyor. Anlatıcı, Fernando ile geçirdiği bir geceyi hatırlıyor; bu gece, sakin bir atmosfere ve huzurlu bir akışa sahip. Gitarın ve davulların sesleri, uzaklarda bir savaşın yaklaştığını hissettiriyor. Bu, nostalji ve yaklaşan tehlike arasındaki gerilimi oluşturuyor.


---


### 2. Kıta

**Şarkı Sözleri:**

*They were closer now, Fernando  

Every hour, every minute seemed to last eternally  

I was so afraid, Fernando  

We were young and full of life and none of us prepared to die  

And I'm not ashamed to say  

The roar of guns and cannons almost made me cry*


**Türkçe Çeviri:**

*Artık daha yakındılar, Fernando  

Her saat, her dakika sonsuz gibi geliyordu  

Çok korkuyordum, Fernando  

Genç ve hayat doluyduk, hiçbirimiz ölmeye hazır değildik  

Ve utanmıyorum söylemeye  

Silahların ve topların gürültüsü neredeyse ağlamama neden oldu*


**Analiz:**

Bu kıtada, savaşın yaklaşması ile korku ve dehşet hissediliyor. Gençlik, yaşama isteği ve ölüm korkusu arasında keskin bir kontrast var. Anlatıcı, savaşın vahşeti karşısında duygusal olarak çöküş yaşadığını itiraf ediyor. Kıta, savaşın bireyler üzerindeki psikolojik etkilerini vurguluyor.


---


### Nakarat

**Şarkı Sözleri:**

*There was something in the air that night  

The stars were bright, Fernando  

They were shining there for you and me  

For liberty, Fernando  

Though we never thought that we could lose  

There's no regret  

If I had to do the same again  

I would, my friend, Fernando*


**Türkçe Çeviri:**

*O gece havada bir şeyler vardı  

Yıldızlar parlaktı, Fernando  

Onlar senin ve benim için parlıyordu  

Özgürlük için, Fernando  

Kaybedeceğimizi hiç düşünmemiştik  

Hiç pişmanlık yok  

Eğer tekrar aynı şeyi yapmak zorunda kalsaydım  

Yapardım, dostum, Fernando*


**Analiz:**

Nakarat, özgürlük için verilen bir savaşın ardından gelen gururu ve pişmanlık duymamayı ifade ediyor. Yıldızlar, hem romantik hem de idealist bir simge olarak özgürlüğü temsil ediyor. Anlatıcı, savaşın zorlayıcı sonuçlarına rağmen aynı mücadeleyi tekrar yapmaktan pişman olmadığını belirtiyor. Nakarat, dostluk ve özgürlük adına verilen fedakarlığı yüceltiyor.


---


### 3. Kıta

**Şarkı Sözleri:**

*Now, we're old and grey, Fernando  

Since many years I haven't seen a rifle in your hand  

Can you hear the drums, Fernando?  

Do you still recall the fateful night we crossed the Rio Grande?  

I can see it in your eyes  

How proud you were to fight for freedom in this land*


**Türkçe Çeviri:**

*Şimdi, yaşlandık ve saçlarımız beyazladı, Fernando  

Uzun yıllardır elinde tüfek görmedim  

Davulları duyabiliyor musun, Fernando?  

O kader gecesini hatırlıyor musun, Rio Grande'yi geçtiğimiz geceyi?  

Gözlerinde görebiliyorum  

Bu topraklarda özgürlük için savaşmaktan ne kadar gurur duyduğunu*


**Analiz:**

Bu kıtada, zamanın geçişi ve yaşlanmanın etkileri hissediliyor. Anlatıcı, savaştan sonraki barış dolu hayatı vurgularken, savaşın ve mücadelenin hafızalarda nasıl iz bıraktığını anlatıyor. Fernando'nun özgürlük için savaşmaktan duyduğu gurur, savaşın değerini ve anlamını pekiştiriyor. Rio Grande, sembolik bir sınır olarak özgürlük için verilen mücadeleyi temsil ediyor.


---


### Nakarat (Tekrar)

**Şarkı Sözleri:**

*There was something in the air that night  

The stars were bright, Fernando  

They were shining there for you and me  

For liberty, Fernando  

Though we never thought that we could lose  

There's no regret  

If I had to do the same again  

I would, my friend, Fernando*


**Türkçe Çeviri:**

*O gece havada bir şeyler vardı  

Yıldızlar parlaktı, Fernando  

Onlar senin ve benim için parlıyordu  

Özgürlük için, Fernando  

Kaybedeceğimizi hiç düşünmemiştik  

Hiç pişmanlık yok  

Eğer tekrar aynı şeyi yapmak zorunda kalsaydım  

Yapardım, dostum, Fernando*


**Analiz:**

Nakaratın tekrarı, anlatıcının özgürlük mücadelesine duyduğu bağlılığı ve pişmanlık duymadığı seçimleri bir kez daha vurguluyor. Yıldızlar ve özgürlük teması, hikayenin temel duygusal dinamiklerini güçlendiriyor.


---


### Son Nakarat

**Şarkı Sözleri:**

*Yes, if I had to do the same again  

I would, my friend, Fernando  

If I had to do the same again  

I would, my friend, Fernando*


**Türkçe Çeviri:**

*Evet, tekrar aynı şeyi yapmak zorunda kalsaydım  

Yapardım, dostum, Fernando  

Tekrar aynı şeyi yapmak zorunda kalsaydım  

Yapardım, dostum, Fernando*


**Analiz:**

Son kıta, dostluk ve sadakat üzerine yoğunlaşırken, anlatıcı özgürlüğü savunmanın onurlu ve değerli olduğunu bir kez daha ifade ediyor. Bu tekrarlar, kararlılığı ve pişmanlık duymadan aynı yolda yürümeye olan isteği pekiştiriyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lord Huron - The Night We Met Türkçe Çeviri

  Lord Huron - The Night We Met Türkçe Çeviri  I am not the only traveler tek gezgin ben değilim Who has not repaid his debt borcunu ödememiş olan I've been searching for a trail to follow again tekrar takip etmek için bir iz arıyordum Take me back to the night we met beni tanıştığımız geceye geri götür And then I can tell myself ve sonra kendime söyleyebilirim What the hell I'm supposed to do ne halt etmemi bekliyorsun And then I can tell myself ve sonra kendime söyleyebilirim Not to ride along with you seninle gelmemek için I had all and then most of you, some and now none of you sana ve sonra daha fazlana sahiptim, birazına ve şimdi hiçbir şeyine Take me back to the night we met beni tanıştığımız geceye geri götür I don't know what I'm supposed to do, haunted by the ghost of you ne yapmam gerektiğini bilmiyorum, senin hayaletine musallat oldum Oh, take me back to the night we met beni tanıştığımız geceye geri götür When the night was full of terrors gece dehşetlerle ...

Dua Lipa - Training Season Türkçe Çeviri

  Dua Lipa - Training Season Türkçe Çeviri Are you someone that I could give my heart to?   Sen benim verebileceğim biri misin? Or just the poison that I'm drawn to?   Yoksa sadece beni çeken zehre mi? It can be hard to tell the difference late at night   Farkı söylemek gece geç saatlerde zor olabilir Play fair, is that a compass in your nature?   Adil oyna, o pusula senin doğanda mı? Or are you tricky 'cause I been there   Yoksa kurnaz mısın? Çünkü ben de oradaydım And baby, I don't need to learn that lesson twice   Ve bebeğim, o dersi iki kez öğrenmeme gerek yok But if you really wanna go there   Ama gerçekten oraya gitmek istiyorsan You should know I   Bilmelisin ki ben Need someone to hold me close   Bana sarılacak birine ihtiyacım var Deeper than I've ever known   Hiç bilmediğim kadar derin Whose love feels like a rodeo   Kimin aşkı rodeo gibi hissettiriyor Knows just ...

RAYE, 070 Shake- Escapism. Türkçe Çeviri 

  RAYE, 070 Shake- Escapism. Türkçe Çeviri  Sleazin' and teasin', I'm sittin' on him aşağılık ve dalga geçiyorum, onun üzerine oturuyorum All of my diamonds are drippin' on him tüm elmaslarım onun üzerine damlıyor I met him at the bar, it was twelve or something onunla barda tanıştım, saat on ikiydi ya da öyle bir şeydi I ordered two more wines 'cause tonight, I want him iki şarap daha sipariş ettim çünkü bu gece, onu istiyorum A little context if you care to listen dinlemek istersen biraz olaydan bahsedeyim I find myself in a shit position kendimi boktan bir pozisyonda buluyorum The man that I love sat me down last night sevdiğim adam dün gece beni karşısına oturttu And he told me that it's over, dumb decision ve bana bittiğini söyledi, aptalca bir karar And I don't wanna feel how my heart is rippin' ve kalbimin nasıl attığını hissetmek istemiyorum Fact, I don't wanna feel, so I stick to sippin' aslında, hissetmek istemiyorum, bu yüzden yudu...